Anahtar maliyeye teslim
Otomotivden büyük gelir elde eden Maliye, ÖTV artışıyla üst segment araç sahibi olmayı zorlaştırdı…
ÖTV’de sistem değişikliği için istişare bekleyen otomotiv sektörü dün güne vergi artışıyla uyandı. En düşük ÖTV, yüzde 45’ten 60’a çıkarılırken, çıplak fiyatı 40 bin TL’nin altındaki araçlara dokunulmadı.
Otomotiv endüstrisinin beklediği vergi artışı, beklenmedik biçimde yine habersiz geldi. Sektörün en erken 2017 yılında beklediği, Maliye Bakanlığı’nın ise motor hacmi ve fiyatla birlikte emisyon oranlarını da gözeterek belirleyeceğini açıkladığı Özel Tüketim Vergisi oranları 1.6 litre ve altı araçlar için yüzde 45’ten 60’a, 1.6 litre 2.0 litre aracı araçlar için yüzde 90’dan 110’a, 2.0 litre ve üstü araçlar içinse yüzde 145’ten 160 çıktı. Ancak Özel Tüketim Vergisi tavanı olarak da tanımlanabilecek olan bu oranlar, farklı fiyat kategorisindeki araçlara farklı oranlarda yansıyacak. Buna göre çıplak fiyatı 40 bin TL’nin altında olan araçların ÖTV’si yüzde 45 kaldı, yani bu araçların anahtar teslim fiyatları değişmedi. Otomobil Distribütörleri Derneği’nin verilerine göre bu sınıfa giren araçlar, toplam pazarın yüzde 45’ini oluşturuyor. Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın açıkladığı rakamlara göreyse bu bölümdeki araçlar, ÖTV tavanı yüzde 60 olan sınıfın yüzde 42’sini oluşturuyor. Çıplak fiyatı 40 bin 1 ile 70 bin TL arasında olan ve yüzde 50’lik ÖTV diliminde olan araçların toplam pazardaki ağırlığı ODD verilerine göre yüzde 40. Bu sınıfta yer alan araçların yüzde 45’ten 50’ye yükselen ÖTV’yle anahtar teslimi fiyatlarına yansıyacak olan fiyat artışı ise yüzde 3.5 civarında oldu.
Pazarın % 45’i artıştan etkilenmedi
Ağırlıklı olarak crossoverların ve küçük motorlu lüks markaların oluşturduğu çıplak fiyatı 70 bin 1 TL’nin üzerinde, motor hacimleri ise 1.6 litrenin altında olan araçların ÖTV oranları ise, bu sınıfın üst limiti olan yüzde 60’a yükseldi. ODD verilerine göre pazarda satılan 100 aracın yaklaşık 15’ini oluşturan bu araçların anahtar teslim fiyatları yeni vergi oranlarıyla yüzde 10.3 civarında yükseldi.
Pazarın yaklaşık yüzde 95’ini oluşturan 1.6 litre ve altı motor hacmine sahip araçların yarısına yakını ÖTV artışından etkilenmezken, diğer yarısının anahtar teslimi fiyatları yüzde 3.4 ila 10.3 oranında arttı.
1.6’de en yüksek artış 12 bin 390 TL olacak
Türkiye’de satılan 100 1600cc araçlardan yüzde 45’sinin vergisiz fiyatı 40 bin liranın altında. Dolayısıyla bu düzenlemeyle fiyatı 40 bin liranın altında olan araçlarda herhangi bir vergi artışı olmuyor. Fiyatı 40 bin ile 70 bin lira arasında olan araçların piyasadaki oranı yüzde 40. Bunlarda ise yaklaşık 2 bin 360 lira ile 4 bin 130 lira arasında vergi artışı olacak.
Fiyatı 40 bin 1 lira olan bir araca vergiden dolayı 2 bin 360 lira zam gelirken, 70 bin lira olan bir aracın vergi artışı 4 bin 130 lira arasında olacak. 1600 CC altı olan araçlardan yaklaşık yüzde 17’sinin fiyatı 70 bin liranın üzerinde. Bu araçların fiyatında ise vergiden dolayı 12 bin 390 lira artış meydana gelecek. Piyasada 1600-2000 CC arası satılan her 100 araçtan 34’ünün fiyatı 100 bin liranın altında. Bu araçlardan vergisiz fiyatları 100 bin liranın altında olanlar yüzde 110 yerine yüzde 100 ÖTV ödeyecek. Bu araçlarda da 11 bin 800 lira civarında bir artış olacak. 2000 CC üzeri araçlarda herhangi bir fiyat aralığı belirlenmedi. Bu araçların ÖTV’si yüzde 160 oldu. Buradaki en düşük artış ise 26 bin 550 lira ldu.
Oynak kur vergi dilimini her an değiştirebilecek
ÖTV’nin, sektöre bir hazırlık süresi verilmeden artırılması, kurdaki artışı hazmetmeye çalışan otomotiv sektörünü zor durumda bıraktı. Sektör değişime ‘resmen’ tepki vermese de, özel konuşmalarda özellikle kurun agresif yükseldiği bir dönemde gelen ‘baskın’ ÖTV artışı sektörü rahatsız etti.
Renault Mais Genel Müdürü Berk Çağdaş, sektöre hazırlık yapacak zaman verilmediğini belirttiği açıklamasında, “Bazı segmentlerde vergi düşüşü bekliyorduk bu da gerçekleşmedi” dedi. Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş CEO’su Ali Haydar Bozkurt ise “Aralık’ta fiyatlarda kurdan kaynaklanan, bir miktar fiyat artışı zaten yapılacaktı. Üzerine ÖTV de gelince ortaya farklı bir sahne çıkmış oldu. ‘Keşke bu dönem olmasaydı’ dediğimiz bir gelişme” diye konuştu.
Lüksten orta segmente doğru geçiş yaşanır
Yeni ÖTV oranları ve kurlardaki artış ile birlikte lüks segmentteki modellerden orta segmentlere doğru bir yönelme yaşanmasını bekleniyor.
“Kur artışının fiyatlara aynı oranda yansıtılmaması yıl sonuna kadar bir miktar avantaj sağlayacaktır” diyen Ali Haydar Bozkurt, “2017 Ocak fiyatları arasında, kurlar bu seyrinde devam ederse, yüzde 8-10’a varan oranlarda bir fiyat farkı olacağını şimdiden söyleyebiliriz. Yeni vergi düzenlemesinin yönetilmesi zor olabilecek tarafı ise, fiyata dayalı bir sistem olması. Önümüzdeki aylarda olası kur artışları nedeniyle fiyatlardaki artışlar, vergi dilimlerinde devamlı bir değişime yol açabilecektir.
Bu değişikliklerin her ay vergi dairelerine ve otomobil firmalarına sistemlerini yeniden güncelleme anlamında iş yükü getirecektir” diye konuştu.
Büyük indirim alan filoculara yarayacak
Fiyat listelerine bakınca, perakende müşterisine sunulan araçlar arasında, baz donanım seviyesinde bile 40 bin TL’nin altında çıplak fiyatı olan araç sayısının ne kadar az olduğu dikkat çekiyor. Çünkü pazarın yüzde 45’ini oluşturduğu söylenen bu gruptaki otomobilleri ağırlıklı olarak filo kiralamacılarına satılıyor. Perakende müşterisinin 41 bin TL çıplak fiyatla satın alabildiği bir otomobili, filo müşterisi 37-38 bin TL’lere, hatta bazı markalarda çok daha azına satın alabiliyor. Önceden adece fiyat perakende tüketicisinin aleyhineyken, yeni durumda hem fiyat hem de ÖTV perakende müşterisinin aleyhine çalışacak.