Minareden at beni in aşağı tut beni
Hükümet yeni otomobillerin satışından alınan Özel Tüketim Vergisi’ne ilişkin yasayı yeniden düzenledi, Meclis bu değişikliği kabul etti ve değişiklik yapma yetkisini Bakanlar Kurulu’na verdi. Bundan sonra bu vergiyle ilgili her türlü değişiklik Bakanlar Kurulu tarafından yapılabilecek. Yani her seferinde yeniden bir yasa çıkartılması gerekmeyecek.
Bakanlar Kurulu Özel Tüketim Vergisi matrahını esas alarak fiyat grupları oluşturacak, bu fiyat grupları ve malların cinsi, sınıfı, üst yapı gövde tanımı, emisyon türü ve değeri istiap haddi ile yolcu ve yük taşıma kapasitesi itibarıyla farklı oranlar belirleyebilecek. Uygulanmakta olan oranları Euro normlarını sağlayan katalitik konvertör sistemi ile teçhiz edilmiş taşıtlarda yarısına kadar indirme ve kanuni oranına kadar çıkarmada yetkili olacak. Burada katalitik konvertör sistemi ile teçhiz edilmiş araçlarla ne kast edildiğini ben anlamadım, sorduğum bu işi benden çok daha iyi bilenler de anlamadılar. Katalitik konvertörle kast edilen çevreyi daha kirletici önlemlerse, bu alet çevreyi temiz tutmak için tek başına hiçbir işe yaramaz onu da söylemiş olalım.
Neyse konuyu dağıtmadan alınan yetkinin nasıl kullanılacağını, yetkinin neleri içerdiğine bir bakalım.
ÖTV matrahı esas alınarak fiyat grupları oluşturulacak. Bu ne demek? Yeni araçlar vergisiz fiyatlarına göre kategorilere ayrılacak. Yani çıplak fiyatı 40 bin lira olan araçlarla, 80 bin lira olan araçlar aynı hacimde motor kullansalar bile farklı vergi dilimlerinde olacaklar.
Bu araçlardan ucuz olan çevreyi pahalı olana göre daha fazla kirletiyorsa, çevreyi temiz tutması pahalı olanın lehine işleyecek ve bu sefer bu 80 bin liralık araç için, aynı fiyat kategorisindeki diğer 80 bin liralık araçlardan daha az ÖTV ödenebilecek.
Ama araçlar bir de cinsleri, sınıfları ve üst yapılarına göre de vergilendirilecek. Yani yukarıdaki 80 bin liralık araç fiyatından ötürü yüksek dilimde yer alırken, çevreci özelliğinden ötürü indirim alabilecek ya, bu kurtulmasına yetmeyecek. Çünkü bu araç eğer SUV diye tarif edilen bir araçsa, bu kritere göre bir daha değerlendirilecek.
Kafanız mı karıştı? Ama durun daha bitmedi. Peki, bu SUV ya da crossoover diye tarif edilen araçların ruhsatlarında ne yazıyor? Yani devlet bu araçları tescil ederken nasıl tanımlamış? Çoğunda binek otomobil yazıyor. Hatta statiton wagon diye tarif edilen bile var. Oysa baksanız araç bildiğiniz SUV.
Ya da aslında dışarıdan bakan herkesin bu bildiğimiz minibüs diyeceği, ama devletimizin vergisini, motor hacmine göre almak suretiyle, binek otomobil kabul ettiği modeller bile var.
Bunca şart bir araya gelince, insan doğrudan söylenmeyip lafın dolandırdığını düşünüyor ister istemez. İşte bu yazının başlığındaki gibi bir şey oluyor: “Tamam istediğini yaparım ama bir şartım var: Önce beni minareden atacaksın, sonra ben aşağıya düşmeden minareden bir koşu inip, yakalayacaksın, yapabilir misin? Yapamazsan olmaz işte.”
Özetle gerçekleşmesi halinde ben buradan özür dilemeye hazırım ama iddia ediyorum bu yeni ÖTV düzenlemesi bu haliyle hayata geçmez. Bunun yerine oranlar bir kez daha değişir, emisyon, üstyapı falan unutulur gider. Göreceğiz…