“Bir gencin gözünden bisiklet yol yarışları” Yeni başlayanlar için dopinge dair…
Bisiklet sporunda şüphecilik yeni bir boyut kazandı. Doping vakaları alışılmış bir hal alırken, yaklaşık iki üç senedir dönen bisiklette motor var dedikoduları sonunda gerçek oldu! Geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olay herkese yok artık dedirtti.
Dünya Cyclo-Cross Şampiyonası’nda 23 yaş altı kategorisinde yarışan Belçikalı kadın bisikletçi Femke Van Den Driessche’nin bisikletinin fren bağlantı ayarına motor yerleştirdiği ortaya çıktı. Motorla yakalanan ilk bisikletçi olarak dünya spor tarihine geçen Van Den Driessche, kendi yaş grubunda Avrupa şampiyonu olmuştu.
Girişi haberden bir kesitle yaptım ancak bu bir haber olmaktan çok bisiklet sporunun sonunu hazırlayan bir leke bence daha çok. Her spora gönül veren gençlerin gönüllerinde hayallerini kurdukları, onun gibi olmak istedikleri idolleri vardır. Çok hızlı bir özet olarak bisiklet sporunun yavaş yavaş insanların gözünde düşüş hikayesine değinmek istiyorum. Ben yol bisikleti sporuna Lens Armstrong ve Jan Ullrich’i seyrederek başladım. Yaşım dolayısıyla Eddy Merx gibi insanları çok sonradan okudum, Pantani’yi de ucundan yakaladım. Önce o yıllarda Marco Pantani’nin doping iddiaları ortaya çıktı. O zamanlar bu işleri gölgeleyiciler ve o gibi maddelerle olmamış gibi gösterebiliyorlardı. Lens Armstrong’un kanseri yenip spora dönmesi ve epik galibiyetler alması, 7 kez Yol Bisikleti yarışlarının en büyük turu olarak kabul edilen Tour de France’ı kazanması gibi olaylar olurken hep doping dedikoduları gündemdeydi. Ancak hiçbir zaman bunlar ispatlanamadı. Doping kullandığı ispatlananlar da bir süre ceza aldıktan sonra spora geri dönebiliyordu. Genç bir bisiklet sever olarak benim gözümden bu dedikodular tamamen bu sporu kötülemek üzerine çıkartılmış asılsız şeylerdi.
Bu olağanüstü yetenek ve dayanıklılık gerektiren sporu yapan herkes daha çok saygıyı hak ediyordu. Hele ki bu sporu hiçbir zaman yapmamış ve oturduğu yerden bisiklet hakkında atıp tutanlar, benim birinci düşmanımdı!
Teknolojiler ilerledi, ben büyüdüm, bisikletler gelişti…
Teknolojinin iyice ilerlediği yıllarda yokuşlar sanki biraz daha kolaylaşmıştı, benim bu spora ilgim profesyonel seviyede daha da artmıştı. Alberto Contador diye bir İspanyol bisikletçi ortaya çıktı, “El Pistolero”… Tabii ki arada başka büyük bisikletçiler de oldu. Ancak ben Ullrich ve Armstrong’u izledikten sonra en çok Contador’u izlemekten keyif almıştım.. O da 2012 yılında doping testinden pozitif sonuç ile çıktı ve kanında clenbuterol maddesine rastlandı. Yediğim biftekten diye bir bahane uydurdu ve ben de ona inanıyorum. Çünkü onu izlemekten keyif alıyordum. Üzüldüm…
Armstrong Hayal Kırıklığı
Pek çok kişinin bildiği üzere yakın bir zamanda da Lens Armstrong’un geçmişte kazandığı tüm galibiyetler elinden alındı. Çünkü doping yapmıştı, çünkü dopingi tüm takımına yaptırmıştı, bazılarına zorla. Tam aman canım ne olacak doping yapılınca izleyene keyif veriyor bu spor diyenlerden olmaya hazırlanıyordum ki, bu haber beni sarstı biraz da olsa. Kafam karıştı, doping zararlı! İnsan hayatına da zararlı. Bu sporu sevmemdeki en büyük etkenlerden birisi de bunu bir çete kurarak yapmış. Diğer tüm takımlar üzerinde haksız bir galibiyet elde etmiş. Sanırım yıkıldım… Gerçi zaten hiçbir zaman bisiklet sporunun bir yıldızı olup süper star olmayacaktım ama yıkıldım. Bir süre bisiklet izlemekten keyif almadım. Ama yine de bu spor her zaman mükemmel performanslara, insan üstü eforlara ve tarifi tanımsız bir keyfe sahne oldu benim için. Bisikletin yeri her zaman ayrıdır.
Bu arada Türkiye Tur’unda da ilk kez bir Türk şampiyon çıkartmanın sevincini yaşadım, Mustafa da dopingli çıktı, yine hayal kırıklığı…
2-3 sene kadar önceyse Cancellara’nın bisikletinde motor var, Spartacus’ün bisikleti dopingli dediler. İlk verdiğim tepki, yok artık ya bisiklet sporunda sevdiğim her adam haksız mı kazanıyor dedim. Ayrıca motor olduğuna da inanmadım. Yoktu da! Ama geçtiğimiz günlerde bu gerçek oldu… 23 yaş altı kategorisinde yarışan Belçikalı kadın bisikletçi Femke Van Den Driessche bisikletindeki motor mekanizması ile Dünya Şampiyonu olmuştu.
Belki evet; bu sporu ataklar keyifli kılıyor dopingli sporcular daha sıkı ataklar yapıyor ve doping, insan hayatına zarar vermeyecek miktarda olduğu sürece serbest de bırakılmalı diyen var. Olabilir de…
Ancak bu kadarının çok fazla olduğunu düşünüyorum. Bu tamamen sporun doğasına aykırı bir hile! Ben bunun tamamen ahlaksızca olduğunu düşünüyorum. Doping kimseyi bir anda Lens Armstrong yapmaz. Ben bisikletimden taşan koca göbeğimle doping yapıp dünya şampiyonu olamam, illaki bir yeteneğim olmalı diye düşünenlerdenim ama bisiklete motor takmak?? Bu sporun doğasına tamamen aykırı. Bu efsanelerin sporuna bu kadar haksızlık yapılmamalı, bu motor hikayesi başka yarışlara sıçramadan durmalı…
Pingback: Puerto Doping Operasyonu’nda yeni karar – 3 Şerit